Kuzey Kürdistan ve Türkiye'nin İşçileri, Emekçileri, Devrimcileri, Devrimci Örgütleri...
Sizlere sesleniyoruz:
Bizler, bu gün emperyalizm ve proleter devrimleri çağında yaşıyoruz. Emek ile sermaye arasındaki kıyasıya kavganın sürdüğü bu çağda, işçilerin ve emekçilerin örgütlülük düzeyleri, sermaye sistemine karşı mücadelelerindeki düzey, istediğimiz bir yerde değildir. Sermaye güçleri Uluslar arası alanda işçi sınıfına, emekçi halk yığınlarına ve ezilen uluslara karşı barbarca bir saldırı içerisinde bulunmaktadır. Gerek Uluslar arası alanda ve gerekse ülkelerimiz Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de bu saldırılara karşı, tek tek örgütlerin, devrimci partilerin genel olarak bugün tek başına bu saldırıları göğüsleme, geri püskürtme ve bu mücadeleyi işçi sınıfının iktidarına taşıma durumu ne yazık ki çok zayıftır.
Ülkelerimizde faşist devletin son dönemlerde, özellikle de bu son günlerde Kürt ulusu üzerinde ve devrimci muhalefet güçleri üzerinde estirdiği terör ortadadır.
Buna karşı mücadelenin de çok zayıf kaldığı, ne yazık ki ortadadır.
Bunun için diyoruz ki, sermayenin düzenine karşı mücadele için, bugün belki her günden çok daha fazla güçlerimizi birleştirmeye, ortak düşmana karşı ortak bir cepheden mücadele etmeye ihtiyaç vardır.
Bu ortak mücadeleyi zayıflatacak, düşmanın bize zarar vermesine olanak tanıyacak hiç bir yanlış davranışa izin vermeye kimsenin hakkı olmamalıdır.
Son dönemde devrimci kamuoyunun bilgisine sunulan ve bizim elimize de geçen bir belge üzerinde, geçmişte bizim de içinde yer aldığımız TKP/ML'de bir bölünmenin eşiğine gelinmiş olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Biz bu kısa tavrımızda TKP/ML'in siyasi çizgisi üzerinde durmayacağız. Bunu değişik yayınlarımızda ortaya koyduk ve bunlar esasta cevapsız kaldı. Bizim bu açıklamamızın amacı, devrimci bir örgüt olarak değerlendirdiğimiz bu yapı içerisindeki farklı görüş taraflarının bu süreç içerisindeki tutumları hakkında tavır takınmaktır.
Kendilerini “İbocu dönüşüm hareketi” olarak adlandıran devrimcilerin çıkardığı bildiride, bu görüş ayrılıklarının mücadelesinin yürüdüğü bir ortamda, hiç tasvip etmediğimiz şiddete bir kez daha başvurulduğunu öğreniyoruz.
Bizim geçmişte savunduğumuz farklı görüşleri Bolşevik partinin kuralları çerçevesinde tartışma, onları yaygınlaştırma şeklindeki talebimize, içinde yer aldığımız TKP/ML'in o dönemdeki yöneticilerinin ve kadrolarının yasak koyması ve bizlerin Partiden kopuşuna neden olan gelişmeler sırasında yaşadığımız saldırılara benzer durumların yaşanması, geçmişten hiç ders çıkarılmadığının göstergesidir.
Biz o dönemde de, devrimcilerin kendi aralarında şiddet uygulayamayacağını, bunun tamamen reddedilmesi gerektiğini, şiddet uygulamanın devrimcilere zarar vererek karşı-devrime hizmet ettiğini savunduk, bu gün de savunuyoruz.
Biz o dönemde, devrimciler arasında çıkan sorunların barışçıl yolla çözülmesinin tek doğru tavır olduğunu savunduk, bugün de savunuyoruz.
Biz o dönemde, devrimcilerin kendi aralarında çözemediği sorunları, tarafların güvendiği devrimci güçler içinde belirlenecek insanlardan oluşan bir komisyon tarafından sorunun ele alınmasını, bu komisyonun tarafları dinleyerek, gerekli belgeleri-delilleri toplayarak değerlendirmesini ve bu değerlendirme sonucu alınacak karara ilgili tarafların uymasının çözüm için kaçınılmaz bir araç olduğunu savunduk, bugün de savunuyoruz.
Biz, 12 Eylül Askeri faşist darbesi öncesi devrimci örgütlerin büyük çoğunluğu tarafından devrimcilere, gerek kendi içinden ayrılan insanlara ve gerekse başka siyasi yapılara karşı uygulanan şiddetin, işçi ve emekçi halk yığınları üzerinde devrimcilere karşı güvensizlik duymasının önemli sebebi olduğunu düşünüyoruz.
Dolayısıyla genel olarak ve ilkesel olarak biz devrimci gruplar, partiler ve insanlar arasında şiddet kullanımını reddediyoruz, yanlış buluyoruz ve kınıyoruz.
Bizim tüm örgütlere çağrımız; gelin çağrımıza kulak tıkamayın ve yanlış pratiğinizi özeleştiri ile düzeltin şeklindedir.
Bugünkü somut durumda da, TKP/ML'e ve saflarındaki devrimcilere çağrımız, aranızdaki sorunları devrimci sorumluluk gereği BARIŞÇIL YÖNTEMLE çözün!
Kendiniz var olan çelişkileri çözemediğiniz durumda, taraflar olarak önereceğiniz devrimci gruplar arasında bir komisyon kurulmasını kabul ediniz! Bu komisyonun alacağı karara uyacağınızı devrimci kamuoyuna açıklayınız.
Biz Bolşevikler olarak aranızdaki sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi için taraf olacağımızı ilan ediyoruz.
Yaşasın Devrimci Güçlerin Birliği!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm Kavgamız!
BOLŞEVİK PARTİ
Merkez Komitesi
19 Ekim 2007