Bir yılı aşkın süredir Anayasa Mahkemesinde karar bekleyen DTP davasında karar 11 Aralık 2009 Akşamı, Anayasa Mahkemesi başkanı Haşim Kılıç tarafından açıklandı.
Anayasa Mahkemesi DTP hakkında kapatma, içinde eşbaşkan Ahmet Türk ve eski eşbaşkan Aysel Tuğluk’un da bulunduğu toplam 37 Partili hakkında 5 yıl siyasetten men etme kararı aldı. Haşim Kılıç kararın oybirliği ile alındığını açıkladı.
Bu karar Kuzey Kürdistan/Türkiye’de Kürt ve Türk ve bütün milliyetlerden halkların barış içinde yaşamasını istemeyen, Türk olmayan milliyetlere köleliği öngören Türk ırkçı zihniyetinin bir görüntüsüdür. Bu karar Kürt ulusuna kendi ulusal kimliği ile legal siyaset alanında yer olmadığı mesajını veren, halkları kışkırtan, ortamı geren ırkçı bir karardır. Karar hukuk kılıfı giydirilmeye çalışılan bir Yüksek Hakimler darbesidir.
Türkiye’de bir süreden beri egemenler arasındaki iktidar dalaşının bir parçası olarak yürüyen “açılım” siyaseti tartışmalarında, Anayasa Mahkemesinin bu kararı “Açılım bölücülüktür” “Açılım Hainliktir” diyen kesimin yargı adına tavrıdır. “Açılım” denen siyaseti sonlandırmak için Yüksek Yargı eliyle yapılan “katkı”dır.
Bu kararla, Yüksek yargı uzun süredir Kürt Halkına karşı elinde salladığı Demokles kılıcını şimdi Kuzey Kürdistan’da başta yoksul kürt yığınların legal partisi DTP’nin başına vurmak için için kullanmıştır. Zamanlama bilinçli seçilmiş bir zamanlamadır. Abdullah Öcalan’ın yeni cezaevine ve hücresine nakli, koşullarının iyileştirme adına kötüleştirilmesi üzerine başlayan kitlesel gösteriler DTP’nin yasaklanması için ortam yaratmada kullanılmıştır. Bu yargı darbesi yangına körükle gitmektir. Gergin ortamı daha da germenin aracıdır.
Bu karar Kuzey Kürdistan’daki savaştan rant yiyenlerin savaşı sürdürme ve yükseltme kararlılığının da ifadesidir.
Egemenler bu kararla Kürt ulusunun ulusal hakları için mücadelesini sindireceğini düşünüyor ve hesaplıyorsa, yanılıyor. Bu haklı mücadele DTP’nin yasaklanması ile de durmayacak, sürecektir. Kuzey Kürdistanlı Kürtler bundan önceki legal parti yasaklamalarında olduğu gibi kendi legal partileri ile de siyasete katılacaktır.
Bugün egemen sınıfların en azgın, en ırkçı bölümlerinin savaşı sürdürme ve yükseltme kararlılığına karşı, halkları birbirine karşı kışkırtma provokasyonlarına karşı, halkların birliğini, birlikte mücadelesini yükseltme, halklar arası barış bayrağını yukarı kaldırma günüdür. Bunun yolu, Türk işçi ve emekçiler açısından Kürt ulusuna karşı yönelen bütün ulusal baskılara karşı çıkmak, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin, ayrılma hakkını savunmaktan ; Kürt işçi ve emekçiler açısından ise Türk işçi ve emekçilerle demokrasi için ortak mücadeleyi savunmaktan geçer.
Kuzey Kürdistan/Türkiye’de “Kürt sorunu” nun çözümü ne CHP li MHP li ırkçı faşistlerin önerdiği katliamlarda, ne de AKP’nin ve liberal burjuvazinin açılım diye sunduğu sahte çözümlerdedir. Çözüm bütün ulusların ayrılma hakkının olduğu, milliyetler arasında tam hak eşitliğinin olduğu gerçekten demokratik bir Halklar Federasyonundadır. Bu çözüme ancak işçilerin, köylülerin devrimi ile varılır.
Bizim çağrımız bütün işçilerin ve emekçilerin bu hedefe kilitlenerek Bolşevik Partilerimiz önderliğinde birleşmesidir.
Yaşasın Kürt ulusunun ulusal mücadelesi!
Yaşasın Halkların kardeşliği ve ortak mücadelesi !
11 Aralık 2009
BOLŞEVİK PARTİ