TÜRK DEVLETİNİN GÜNEY KÜRDİSTAN’A SALDIRI HAZIRLIKLARINA DUR DİYELİM! YAŞASIN KÜRT ULUSUNUN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI, AYRILIP AYRI DEVLET KURMA HAKKI!

Kuzey Kürdistan ve Türkiye’nin işçileri, emekçileri, ezilen halkları!

Faşist Türk devleti bugün bir yandan Kuzey Kürdistan’da halka karşı savaşı yoğunlaştırırken, diğer yandan Güney Kürdistan’a karşı da yeni bir saldırının hummalı hazırlıklarını yapmaktadır.

Uzun süreden beri saldırı için kamuoyu yaratılmaya çalışılmaktadır. Kuzey/Güney Kürdistan sınırına son yılların en yoğun askeri yığınağı yapılarak saldırının askeri hazırlığı yapılmaktadır. Buna paralel olarak satılık medya üzerinden yapılan yoğun propaganda kampanyası ile beyinler yıkanmakta, Güney Kürdistan’a saldırının “ülke çıkarları” “güvenlik” “terörizme karşı mücadele” “ülkenin devleti ve milleti ile bölünmezliğinin korunması” vb. vs. için gerekli olduğu anlatılmaktadır. Kuzey Kürdistan’da faşist Türk devletinin yoğunlaştırdığı savaşın TC tarafının kurbanlarının artan cenaze törenleri, ırkçı faşist hezeyanların “Ordu Kerkük’e” vb. çığlıkların, “intikam” yeminlerinin , “Vatan sağ olsun, kanları yerde kalmayacak” avuntularının bol şovenizm ve gözyaşlı, dövünmeli gösteri alanlarına çevrilmektedir.

TC devleti bütün tarihinde, gücü yettiğinde yayılmacı emperyalist bir dış politika izlemiştir. Şimdi Kuzey/Irak (Güney Kürdistan) topraklarına askeri olarak savaş açma ve toprakları işgal etme çalışmasına hız vermesi bu yayılmacı emperyalist siyasetin yeni bir örneğidir.

TC devleti komşu ülkelerle sürekli sorun yaşamış, onları kendine düşman ilan etmiştir. Bazı komşu ülkelerin topraklarına da göz dikmiştir.

Göz diktiği topraklardan biri de Kerkük’tür. Osmanlı döneminde işgal edilmiş topraklar içinde bulunan Kerkük TC’nin “Milli Sınırlar” içinde görüp gösterdiği bir Kürdistan kentidir. Bütün Cumhuriyet tarihi boyunca Kerkük ve Musul Türk egemenleri tarafından fırsatı bulunduğunda geri alınacak “vatan toprakları” olarak gösterilmiştir.

Irak’a karşı emperyalist gerici ittifak güçlerinin saldırı ve işgali ertesinde, Irak’ın fiilen parçalanması, Birinci Körfez savaşı ertesinde ABD-İngiltere korumacılığında gelişen (Güney) Kürdistan Özerk Bölgesinin, emperyalist işgal şartları altında Güney Kürdistan Devletine doğru gelişmesi olgusu faşist Türk devletini rahatsız etmiştir. Onlar bu gelişmenin önünü almak için de Kerkük’te yapılacak referandum ve “terörizme karşı mücadele” bahaneleri ile Güney Kürdistan’a askeri saldırıyı gündemlerine almıştır.

Güney Kürdistan’a saldırı için PKK’nın bu alanda varlığı Türk faşistleri açısından bir bahanedir. TC bu bahaneyle Irak topraklarına bugüne kadar birçok kez girmiştir. Askeri olarak bu saldırılarla PKK’nin yok edilemeyeceği onlarca kez ispatlanmış olmasına rağmen bu bahane güncel saldırı hazırlıklarında da kullanılmaktadır.

Güncel saldırı hazırlıklarında dikkat çekici gelişme, şimdiye kadarki “sınır ötesi operasyonlarda” bu operasyonlara ya destek vererek, ya da göz yumarak “izin” veren ABD’nin, bu kez Irak’taki baş işgalci güç olarak, böyle bir operasyonu istemediğini bildirmiş olması, bunun yanında Güney Kürdistan’daki özerk Kürt burjuva yönetiminin de böyle bir işgal hareketine karşı direneceğini ilan etmiş olmasıdır. En azından dışa karşı söylenenler budur. Ve bu yeni bir durumdur.

Bu durumda Türk egemen sınıflarının bir bölümü Güney Kürdistan’a bir saldırının Türkiye ile ABD yi karşı karşıya getireceği kaygısı ile ve böyle bir saldırının zaten istenen sonucu vermeyecek olan bir macera olacağını söyleyerek, sorunların Güney Kürdistan Kürt Yönetimi ile ve ABD ile diyalog içinde çözülmesinden yana tavır takınmaktadır. Andaki hükümet de aslında Güney Kürdistan’a saldırı konusunda pek gönüllü değildir. Fakat faşist ordu başta olmak üzere, kemalist devlet  bürokrat burjuva kesimi savaş kışkırtıcısı pozisyonlar içindedir. Savaşı hazırlamakta ve kışkırtmaktadır. Diyalogcuları vatan hainleri olarak göstererek, onları da baskı altına almaktadır. Güney Kürdistan’a karşı askeri saldırı ve savaş hazırlıkları ve tehditleri, Türkiye’deki iç politik gelişmelerin sonucu olarak da güncel hale gelmektedir.

Türk devleti içte ciddi siyasi sorunlar içine girmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile hakim sınıflar ve temsilcileri arasında çelişkiler iyice sertleşmiştir. AKP’nin parlamento içinden AKP’li bir Cumhurbaşkanı seçmesi engellenmiş ve hükümet erken seçime gitme zorunda bırakılmıştır.

Bir kez daha halk ikiyüzlü yalanlarla ya şeriat, ya laik, cumhuriyet ikilemi ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu temelde büyük kitlesel katılımlı yürüyüşler düzenlenmiştir.

İktidar için dalaşan iki egemen sınıf kanadı arasındaki dalaşma, bu dalaşta iktidarını korumaya çalışan kemalist bürokrat burjuva kesiminin sırtının duvara dayandığı bir noktaya gelmiş ve iyice sertleşmiştir. Bu durumda merkezinde ordunun bulunduğu faşist devlet iktidarını elinde bulunduran güçler için Güney Kürdistan’a karşı savaş, onların iktidarlarını biraz daha sürdürebilmelerinin, karşıtlarının iktidar yürüyüşünü geçici de olsa durdurmalarının bir aracı olarak kullanılabilir ve kullanılmak istenmektedir. Güney Kürdistan’a karşı askeri saldırı tehdidinin, gerçek bir savaşa dönüşmesi bugün bu yüzden de ciddi bir olasılıktır.

Türkiye’nin tüm ulus ve milliyetlerinden işçiler, emekçiler!

Faşist TC devletinin Güney Kürdistan (Kuzey Irak) topraklarına yapacağı emperyalist saldırı ve işgale dur diyelim! Bu tavrı takınmak işçi sınıfının enternasyonalist görevidir. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin bu savaştan hiç bir çıkarı yoktur. Bu savaşa karşı dur!  Savaşa karşı sesini yükselt!

Öncelikle Türk ulusundan işçiler, egemen sınıflar tarafından örgütlenen Türk ırkçı-milliyetçiliğine ortak olmamalıdır. Türk milliyetçiliğine karşı, değişik milliyetlerden işçilerin, ezilenlerin ve ezilen halkların enternasyonal dayanışma içinde ortak mücadelesi örgütlenmelidir.

Başka halkları ezen bir Halk özgür olamaz! Güney Kürdistan’a karşı yürütülecek bir savaşın hiç bir haklı gerekçesi olamaz!

Güney Kürdistan’a karşı yürütülecek bir işgal harekatı, tümüyle hâkim sınıfların, faşist TC devletinin çıkarlarına hizmet edecektir. Başta Türk işçileri ve emekçileri olmak üzere Türkiye’nin Kuzey Kürdistan’ın tüm emekçileri ve ezilenleri tek yürek tek yumruk olarak Faşist Türk ordusunun Güney Kürdistan’a saldırısını engellemek için mücadele etmelidir.

Saldırının engellenememesi, Türk ordusunun Güney Kürdistan’a girmesi durumunda çeşitli milliyetlerden tüm işçiler ve emekçi yığınlar, mücadelesini işgale karşı yürütmeli, sesini yükseltmelidir. Olası bir savaşta Faşist Türk ordusunun alacağı en ağır yenilgi için savaşmaktır Türk işçi ve emekçilerinin görevi!

Türk Faşistlerinin Güney Kürdistan’a saldırısını engelleyelim!

Yaşasın Kürt Ulusunun Ayrılma, kendi devletini Kurma Hakkı!

Yaşasın Bütün milliyetlerden işçi ve emekçilerin Devrim Mücadelesinde Birliği!

Halkların Kardeşliği için Tek Yol Devrim!

Devrim Mücadelesinde Bolşevik Parti Saflarında Birleşin!

29 Mayıs 2007     

 BOLŞEVİK PARTİ MERKEZ KOMİTESİ