Marksist-Leninist Parti ve Örgütlerin Uluslararası Konferansı’nın Ortak Açıklaması:

EKİM DEVRİMİNİN BUGÜNKÜ ANLAMI

1917 Sosyalist Ekim Devrimi bütün dünya proleterleri ve ezilenleri için dünya çapında büyük öneme sahiptir: Çünkü bu devrim ile birlikte devrimci Rus proletaryası Lenin’in Komünist Partisi önderliğinde en gerici ve en zalim krallıklardan biri olan Çarlığın askeri-bürokratik aygıtını parçalayarak devlet iktidarını fethetmişti.
16 Ekim 1917 de Lenin’in önerisi üzerine silahlı ayaklanmayı gündeme getiren karar alındı. 25 Ekim 1917 de (bugünkü takvime göre 7 Kasım 1917) “Rusya Vatandaşlarına” başlığını taşıyan açıklamayla ayaklanmanın zaferi ilan edildi. Çarın Kışlık sarayı aynı gece ele geçirilmişti.
“Burjuvazi Komünist devrim korkusuyla titresin” diye yazmıştı Marx. İşçilerin –köylülerin iktidarının ayakta kalabileceğine inanmak istemeyen Rusya ve bütün dünya burjuvazisi tir tir titredi. Pratik onlara düşündüklerinin tersini ispatladı. İşçiler, köylüler, kadın ve erkek emekçiler, emperyalizmin ezdiği uluslar, kapitalist ülkelerin işçileri ise burjuvazinin tersini düşünüyor ve umuyorlardı. Onlar için ekim devrimi yalnızca mümkün değil aynı zamanda mutlaka gerekli idi de. O kapitalist ve feodal sömürü ve zulüm dünyasının çürüme kokuları arasında taze, temiz bir rüzgardı. O umutsuzluk tarlasında gerçek haline dönüştürülen bir rüya gibiydi.
İşçilerin-Köylülerin ve Askerlerin dünya tarihinde ilk kez kapitalizmi yıkmaya ve sosyalizmi inşa etmeye koyulan iktidarı kapitalistleri ve büyük toprak beylerini mülksüzleştirdi, toprakları köylülerin kullanımına verdi, üretimi kontrol altına aldı ve yeni devleti inşa etti.
Karşı devrim bütün dünyanın gözleri önünde ortaya çıkan Sovyet iktidarına azgınca saldırdı: 14 emperyalist devlet tarafından desteklenen iç karşı devrim ülkeyi üç yıl süren kanlı bir iç savaşa sürükledi. İşçi, köylü, asker, aydınların adı bilinmez kahramanlıkları sayesine devrim ateşini söndürmek isteyenlerin bu hevesleri kursaklarında kaldı. Bu iç savaş içinde beyaz orduya arka arkaya büyük yenilgiler tattıran işçilerin, köylülerin kendi orduları, Kızıl ordu inşa edildi.
İç savaşın ertesinde Sovyet halklarının önünde daha zorlu bir görev duruyordu: Yerle bir olmuş, açlık ölümlerinin kol gezdiği bir ülkeyi yeniden ayakları üzerine dikmek. Bu muazzam görev 30’lu yıllarda kooperatifleşme, kolektifleşme, sanayileşme ve kültür alanında devrimlerle başarıldı.
Büyük fedakarlıkları ve Çarlık Rusya’sının geride bıraktığı geriliğe ve faşist Alman imparatorluğunun savaş tehditlerine karşı mücadele içinde, proletarya diktatörlüğü bütün işçileri ve köylüleri için, halka ekmek, yeterli konut, eğitim-öğrenim, sağlık hizmeti ve sosyal güvenlik sağlamayı başardı. Yeni iktidar işsizliği de ortadan kaldırdı, herkesin okuma yazmayı öğrenmesini sağladı önce sekiz saatlik iş gününü, daha sonra hatta 5 saatlik iş günü gerçek haline getirdi, milyonlarca kadını toplumlaştırılmış üretim içine çekti. Bunlar kapitalist bir toplumda görülmeyecek olan başarılardı.
Proleter demokrasinin burjuva demokrasisine üstünlüğü de ispatlandı. Sömürülen, ezilen, yok sayılan geniş üreticiler çoğunluğu, zenginliğin bu gerçek yaratıcıları, kendi kaderlerini kendi ellerine aldılar. Burjuva hükümetlerinin kararları konusunda hiçbir söz hakkı ve etkileri olmayanlar, şimdi bütün siyasi, askeri, kültürel, ekonomik sorunlarda karar verici hale geldiler. Onlar devleti yönetmeye başladılar. Bu insanlık tarihinin gördüğü en büyük devrimci dönüşümdü. 
Ne İç Savaş döneminde devrimi ezmek için Rusya’ya saldıran 14 emperyalist devletin orduları, ne de Almanya’nın ve Avrupa’nın yarısının faşist orduları sosyalist Sovyetler Birliği’ni yıkamadılar. Sosyalizm, cebinde Parti üyelik belgesini taşıyan yozlaşmış bürokrasinin, SBKP’nin XX. Parti Kongresi’nde iktidarı ele geçirmesi ve kapitalizmi restore etmesiyle içten yıkıldı.
XX. Parti Kongresi ertesinde proletarya ve onun SSCB’deki sosyalist devletinin ağır yenilgisi Mao Zedung’u dünyanın bu ilk sosyalist devletinde ortaya çıkan kapitalizmin restorasyonunun nedenleri üzerine derinlemesine düşünmeye itti.  O, sosyalist toplumda da sınıfların ve sınıflar arasında çelişmelerin, mücadelesinin var olmaya devam ettiği, bu çelişme ve mücadelelerin kah yumuşayıp, kah sertleşebileceği, sınıf mücadelesinin Komünist partisi saflarında da iki çizgi mücadelesi biçiminde süreceği sonuçlarına vardı.
Eğer Parti iktidarın ele geçirilmesinden sonra bürokratlaşır ve yozlaşırsa, parti içindeki “cebinde parti üye kartı bulunan” yeni burjuvazi devlet içinde ve dışındaki gerici kesimlerle birleşir. Bu yüzden mücadele kendini iki yön arasındaki mücadele olarak gösterir : Sosyalist yolla, kapitalist yol arasında, Marksizm ile revizyonizm arasında.  Mao Zedung SSCB’ni çözümlerken kullandığı yöntemi Çin’de de uyguladı. Ve Çin’de kapitalizmin restorasyonunun engellenmesi için 1966-1976 arasında on yıl süren Büyük Proleter Kültür Devrimi yaşandı.  1991’de SSCB bütünüyle çöktü. Bu modern revizyonizmin bütünüyle iflasının ilanı idi. Bütün dünyada burjuvazi bunu sosyalizmin çöküşü olarak satmaya çalıştı.  
ABD emperyalizminin ve müttefiklerinin başını çektiği emperyalist saldırılar Irak ve Afganistan’da dramatik durumu yarattı.  Bunların “terörizme karşı savaş” adına yürüttükleri saldırı savaşları ve içte faşistleşme ile elele gidiyor. Emperyalistlerin işçileri, ezilen halkları ve ulusları soyup soğana çevirdikleri sınırsız sömürü hırsı, milyonlarca insanın açlık ölümü ile karşı karşıya olması vb. bütün bunlar devrimin ve sosyalizm için mücadelenin ne kadar gerekli olduğunu çok daha açık gösteriyor.  
ML Komünist Partiler için örgütlenme hakkını savunalım, emperyalizme ve yeni sömürgeciliğe karşı halkların kendi kaderlerini tayin hakkını ve devrimci özgürlük savaşlarını savunalım!
Ekim devriminin yıldönümünü hep birlikte kutlayalım – Emperyalist Tarih Çarpıtıcılarına karşı gerçek sosyalizmin savunulması için ortak bir saldırı başlatalım!
Bugün sömürüye ve zulme karşı işçilerin ve emekçilerin enternasyonal mücadelelerinde bir yükselme var ve ML partilerin etkisi artıyor. Kapitalizme karşı bir alternatif arayışı dünya çapında görünür durumda. Bu yüzden emperyalistler komünizme karşı nefret dolu saldırılarını arttırıyor. Şimdi örneğin iç savaş döneminde, ve daha sonra faşizmin saldırısı döneminde Rusya’da emperyalist saldırılar sonucu ölen milyonlarca insanın “Komünizm kurbanı” olduğu yalanı yayılıyor.  Çarlığın mirası ve emperyalist saldırıların sonucu olan milyonlarca açlık ölümünün faturası komünistlere çıkarılıyor. Onlar böylece sosyalizmi kötüleyerek insanlığın geleceğini karartıyorlar.
Biz bugün Ekim Devriminin zaferinden 90 yıl sonra devrimci inşa çalışmasının deneyimlerini gerçek sosyalizm mücadelesini yükseltmek için özümsemek, değerlendirmek yükümlülüğüne sahibiz. Ekim devriminin zaferinin kutlanması bizim için Ekim’in doğru derslerinden öğrenmek ve deneyimlerdeki hataları aşmak demektir. Uluslararası proletarya ve gerici kapitalist ve emperyalistler tarafından ezilen kitlelerle birlikte emperyalizmi yıkıp sosyalizmi böyle kuracak, “Bu dünya insanlığın en güzel cennetidir” denilecek günlere varacaktır.

Ekim 2007

(Şimdiye kadar imzalayan örgütler)

Arjantin Devrimci Komünist Partisi (PCR)
Komünizm İçin Direniş Destek Komitesi (CARC İtalya)
Kolombiya Komünist Partisi Çizgi-Maoist (PCC-M)
Kongo Devrimci Örgütü
Almanya Marksist Leninist Partisi (MLPD)
Sırbistan İşçi Partisi (Partiya Rada)