I
Sen,
fabrikada, atelyede
çalışan,
el emeğini, göznurunu boğaz tokluğuna
patrona satan
işçi kadın…
Sen;
evinde
diktiğin, ördüğün, ürettiğin
parça başına
ücret alan
el emeğini - göz nurunu
aracıya satan
ev işçisi kadın…
Sen;
evinde
saçını süpürge eden,
evinin “efendisi”nin köleliğini yapan,
fabrikada, atelyede; evde
patronun soyduğu yetmeyen;
bir de
“evinin efendisi”ne
hizmetçilik
ve cinsel kölelik eden
çifte köle kadın…
Memnun musun hayatından?!…
Memnunsan eğer;
kal olduğun yerde…
Köleler -
köleliklerini kendi yapar
kendi yıkar!
Köle kalmak
istiyorsan eğer…
kal olduğun yerde…
Yoksa –
Gel bizimle!
Biz…
komünistleriz…
Kuracağız herşeyi yeniden
köhnemiş kölelik düzeninin
yıkıntıları
üzerinde…
II
Sen;
tarlada çifte koşulan
öküz kadar çalışan;
harman savuran;
ve fakat “efendi”nin gözünde
öküz kadar değeri olmayan…
Sen,
ormanda
eşek gibi yük çeken,
ve fakat
efendinin gözünde
eşek kadar değeri olmayan…
Sen;
evde
hamur yoğuran, yemek yapan,
temizlik yapan;
evin tüm yükünü omuzunda taşıyan…
Sen,
efendinin zevki isteyince
vücudunu “efendi”ne bakir bir tarla
gibi açan;
çocuk doğuran,
çocuk bakan…
Sen,
“efendi”nin parası yetip
keyfi isterse;
efendini
üstüne getirilenlerle
paylaşmak zorunda olan…
Sen,
bir inek gibi alınıp–
satılan ve fakat
çokluk
inekten ucuza giden
köylü kadın!
Memnun musun hayatından?
Memnunsan eğer;
kal olduğun yerde…
Köleler –
köleliklerini kendi yapar
kendi yıkar!
Köle kalmak
istiyorsan eğer…
kal olduğun yerde…
Yoksa –
Gel bizimle!
Biz…
komünistleriz…
Kuracağız herşeyi yeniden
köhnemiş kölelik düzeninin
yıkıntıları
üzerinde…
III
Sen;
Kürt, Ermeni, Arap, Çerkez ve tüm
ezilen milliyetlerden
emekçi kadın!
Sana bu düzende
reva görülen
yalnızca
köleliktir!
Bir değil,
iki değil,
üç kez
bağlamışlar elini, ayağını!
Sömürü köleliği!
Milli kölelik!
Cinsel Kölelik!
Sen Kürt kadını…
ister misin dilini bilmediğin,
töresini bilmediğin
ne istediğini bilmediğin
birtakım adamların
seni aşağılamasını!
İster misin
güya
cennetin anahtarı elinde olan
“adamından”
cennetten çıkma sopa yemeyi!
İster misin
doktorsuzluktan, yokluktan, bilgisizlikten
doğururken ölmeyi!
Sen Ermeni kadını,
ister misin
ciğeri beş para etmezlerin
senin cinselliğin üzerine
ahkam kesmesini,
“Ermeni karıları da iyi olur hani!”
tekerlemesini;
Sana en iyi halde
kerhane mamalığının
reva görülmesini!
Sen Çingene kadını,
ister misin
sarhoş sofralarında
burnu sümüklü, ağzı salyalı
kalantor beylere
gerdan kıran
olarak tanınmayı!
Memnun musun hayatından?!…
Memnunsan eğer;
kal olduğun yerde…
Köleler –
köleliklerini kendi yapar
kendi yıkar!
Köle kalmak
istiyorsan eğer…
kal olduğun yerde…
Yoksa –
Gel bizimle!
Biz…
komünistleriz…
Kuracağız herşeyi yeniden
köhnemiş kölelik düzeninin
yıkıntıları
üzerinde…
IV
Sen,
sabahtan akşama
ağır işçi olduğun halde;
“işsiz” olan;
evi kotaran
ama “çalışmaz” görünen
işlerin en ağırını, en tekdüzesini
en ömür törpüsünü
yapan…
ve fakat toplumda değeri
bir sıfır olan
emekçinin karısı
“ev kadını”…
Sen,
bir başka ücret kölesinin
kölesi…
sen evin “efendi”si
kölenin
kölesi…
sen kölenin tüm sıkıntılarının
supabı;
çöp tenekesi…
Ve sen
tabii evde “efendi” olan köle’nin
keyfi istediğinde
onun
cinsel oyuncağı!
Memnun musun hayatından?
V
Sen;
büroda, okulda, devlet dairelerinde
çalışan
sekreter, öğretmen, memur kadın…
aynı işi yapan erkek mesai arkadaşından
eksiğin ne,
erkeklik organından ayrı?
Nedendir daha düşük ücret alman?
Ve neden kendini kadın olarak
kullandırmadan
terfiin daha zor
erkek mesai arkadaşından?
Ve nedendir kendilerini “avcı”
avcılığı hobi
ilan eden
Kazanova bozuntularının
seni “kolay av”
görmeleri?
Memnun musun hayatından?
VI
Sen;
vücudunu para karşılığı
sevmediklerine
satan…
Aşık olmadıklarınla yani
“aşk” yapan…
Vücudunu resmen sermaye
eden
Kadın cinsinin aşağılanmışlığının
cinsel köleliğinin
simgesi,
Her yattığına
“kocacım” demek zorunda olan,
Sermayesi vücudundan kazandığını da
belalısına
veren
Toplumun aşağıladığı ama
ürettiği; olmazsa olmaz,
orospu kadın…
Memnun musun hayatından?
Memnunsan eğer;
kal olduğun yerde…
Köleler –
köleliklerini kendi yapar
kendi yıkar!
Köle kalmak
istiyorsan eğer…
kal olduğun yerde…
Yoksa –
Gel bizimle!
Biz…
komünistleriz…
Kuracağız herşeyi yeniden
köhnemiş kölelik düzeninin
yıkıntıları
üzerinde…
VII
Ve sen
pamuk elleri
sıcak sudan soğuk suya girmez;
manikürlü, pedikürlü
takma saçlı, takma kirpikli
hizmetçili, mürebbiyeli,
konken partili kokteyl gülü…
mesleği taşbebeklik; ve
yatak cimnastikciliği olan,
Sen, orospuluğu, üst düzeyde
sevmediğin bir kalantora
kendini “evlilik” mukavelesi ile
mukaveleli,
veya “dost”luk kurumu ile
mukavelesiz
satarak
yapan…
Özgürlüğü kendini sevmeden sattığına
çokça boynuz
takarak
tattığını sanan…
Eğer aptalsan,
veya akıllılığı “kendini kurtarmak”
sanıyorsan;
Eğer dünya bir yana
sen bir yana ise senin için…
Ot gibi yaşamayı marifet sayıyorsan;
gözlerini tüm yoksulluğa, rezilliğe,
aşağılanmaya
kapayarak…
Konken papazı ile resmi veya
gayrı-resmi kocanın
resmi veya gayrı-resmi
orospusu olmak
arasındaki hayat
özlediğin hayat ise…
beklediğin bu ise hayattan…
Memnunsundur hayatından…
Kal o zaman olduğun yerde…
Sensiz de kurtarırız biz kendimizi
kadın cinsini…
Ve bu arada
senin mesleğine de son veririz,
son veririz –
sensiz de -
senin görkemli görünüşlü
zavallılığına!
Kurtarırız seni de!
VIII
Sana dini verdiler,
dini bütün dindar kadın…
“Herşey allahtandır” dediler…
“Tevekkül” dediler.
“Cennetin kapısı kocanın ayağının altında
anahtarı onun elindedir” dediler.
Sana verdikleri
değeri,
erkek allahlarına
seni
Ademin
aşık kemiğinden
yaptırarak
gösterdiler!
Sen erkeğin aşık kemiği kadar
değersin!
Sor kendine dindar kadın:
Neden Musa-İsa-Muhammed
erkektirler???
Neden bir kadın peygamber yok!
Ve neden allah “baba”dır?
Neden erkekler üstündür
güya,
ilahi adaletli
dinde?
Neden ölen erkeğe kırk huri–
kevser şarabı sunar-
cennette?
Ve sana düşen
yine
huriliktir
-hizmetçiliktir?
Nerde erkek huriler?
Din erkektir
çünkü
egemen erkektir
ve dini yapan o,
seni satan
odur!
İnanma senden gayrı,
senin dışında
yaratana…
Yaratan doğurandır!
Sana erkek dinin
sunduğu
tevekkül;
yani allahtan geleni
–gelmeyen yok çünkü–
–herşey allahtan malum–
kabul;
senin köleliğinin
erkek egemenliğinin
sürmesi demektir!
Memnunsan hayatından;
kal olduğun yerde…
Tevekkül et; sabret;
cennetten çıkma dayağı ye
otur oturduğun yerde!
Toprak olduktan sonra sen,
olmayan ruhunu
belki verir erkekler
cennetine
onlara huri olarak
hizmete devam etmeye!
Kıl beş rekat namazını;
eksik etme zekatını…
Ve hacı ol hatta;
ağzından düşmesin erkek allaha; ve
onun erkek peygamberine
teşekkürün;
aç kal bir ay yılda
belki varırsın erkek cennetine!!
Sen değil tabii–
olmayan ruhun!!
Var olan sen, yani
vücudun
bu dünyada ne kadar azap-eziyet
çekerse;
ve sen ne kadar
şükredersen,
beklersen, güvenirsen olmayan
erkek allah’a
o kadar garantidir
erkek cennetinde hizmetçilik
yerin!
Memnunsan hayatından
din afyonunu içmeye
devam et!
Memnunsan eğer;
kal olduğun yerde…
Köleler köleliklerini
kendi yapar –
kendi yıkar!
Köle kalmak
istiyorsan eğer…
kal olduğun yerde!
Yok memnun değilsen hayatından
aç gözlerini;
afyonkeşlik çare değildir!
Memnun değilsen eğer
köle kalmak istemiyorsan
gel bizimle…
Biz…
komünistleriz…
Kuracağız herşeyi yeniden
köhnemiş kölelik düzeninin
yıkıntıları
üzerinde…
IX
Biz
cenneti
ölüler için değil
yaşayanlar için;
olmayan dünyada değil
varolan dünyada
kuracağız…
Ve
o cennete
kevser şarabını sunan
huriler
olmayacak.
O cennet ki
herkes yeteneği ölçüsünde
katkıda bulunacak;
ve herkes ihtiyacı kadar
alacak…
O cennet ki
ne ezileni ne ezeni olacak!
O cennet ki
hiç kimse vücudunu
sevmediğine vermek
zorunda kalmayacak!
Bizim cennetimizde
ne erkek kadına ne kadın erkeğe
egemen!
Bizim cennetimizde zorunluluk değil
özgürlük egemen!
Bizim cennetimizde, insanlar doğaya egemen!
Bizim cennetimizde herşey insan için!
O cennetin anahtarı
emekçilerin elindedir!
Senin elindedir!
X
Neler yapmadılar ki?
Bütün erkek bilimi
erkeğin
kadına
biyolojik üstünlüğünü
ispat için
çalıştı!
Kadının beynini
erkeğinkinden
bilmem kaç gram eksikliğini
keşfedip;
seni
“saçı uzun, aklı kısa”
ilan ettiler!
Öküzün beyninin
insan beyninden
ağır olduğunu
unutarak;
beyinlerinin büyüklüğü
üzerine ahkam kestiler!
Kadının vücudunun
erkeğinkinden az gelişmiş;
kaslarının erkeğinkinden
daha yumuşak
olduğunu keşfedip;
seni “güçsüz” erkeği “güçlü”
ilan ettiler.
Güçlünün egemenliğinden tabii
ne olabilirdi ki?
Bütün bilim
senin aptallığını, güçsüzlüğünü, zavallılığını
ispat için çalıştı!
Bu arada bir türlü
“bilim kadını” olamayan
kadın “bilim adamları” da
katıldılar bu kervana…
Sonuç: Bilim yerine safsata!
Gerçek: erkeğin tüm “üstünlükleri”
kadının toplumdaki
yerinin sonucudur!
Kadın “güçsüz” ise eğer;
üretimdeki yerindendir!
Ve kadın beyninin relatif küçüklüğü
düşünme, yaratma yeteneği babında
değeri olmayan bir küçüklük;
erkek beyninin kocamanlığı
değersiz
boş bir kocamanlıktır.
Eğer
bilim adamları
sanatçılar ve iktidar sahipleri
erkek ise çoğunlukla;
bu kadının
köle konumundandır!
Biyolojik bir üstünlük varsa
eğer;
eğer ille de üstünlük
aranıyorsa;
o zaman
üstün olanın
kadın
olduğu kesindir!
Doğuran, doğurgan, yaratan
kadındır!
Unutma bunu…
O “çok güçlü” erkeklerin;
o “aslan yürekli” şövalyelerin
hangisi
dayanır
doğum sancısına dersin?
Yine de…
Memnunsan hayatından
güçsüzlüğüne inan!
İnan saçı uzun –aklı’n kısa olduğuna;
İnan o “güçlü” erkeklerin senden iyi
düşündüğüne!
Köle kal!
Köleliği yapan
ve yıkan
kölelerdir!
Yok
istemiyorsan köle kalmak
kır zincirlerini;
bilimi
safsatadan ayırmasını öğren!
Gücünün, güçlülüğünün bilincine var
inan kendine!
Yok senden başka insan yaratan!
Köle kalmak istemiyorsan
eğer…
Gel bizimle…
Biz…
komünistleriz…
dinle bizi; izle bizi;
biz kadın-erkek
işçilerle-köylülerle-emekçilerle
güçlüyüz…
Biz
seninle güçlüyüz…
Kölelik, kölelerce yıkılmadıkça, yaşayacaktır!
Yık köleliği
Köleliğin her türünü;
Kurtul zincirlerinden!
Senin
zincirlerinden başka yoktur
kaybedeceğin!
Ama kazanacağın
güzel mi güzel
şirin mi şirin
kendi kuracağın
koca bir dünya var!
Ver elini
bütün dünyada
siyah – beyaz – sarı – kırmızı
bütün ırklardan,
milliyetlerden
yeni bir dünya için
savaşanlara…
Ver elini
bize
ver elini!
(BP sayı 57’den)